Kahramanmaraş merkezli depremlerde 7 yaşındaki kızının yanı sıra 101 akrabasını kaybeden Hatice Tümsavaş, gelinlik çağındaki kızların çeyizini tek eliyle çevresindekilerin de yardımıyla ilmek ilmek dikiyor.
Depreme Adıyaman’da 3 çocuğu ile yakalanan Tümsavaş, yıkılan 4 katlı binanın enkazında 7 yaşındaki kızı Elif’i kaybetti, 2 çocuğu ile kendisi 9 saat sonra kurtarıldı.
Kolonun altında kalan sol kolunu doku ve kas kaybı nedeniyle kullanamayan Tümsavaş, tüm acılarına rağmen Adıyaman Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğüne bağlı K12 konteyner kentte açılan kursta, gelinlik çağındaki kızların çeyizliklerini usta öğreticilerin yardımıyla dikerek acılarını unutmaya çalışıyor.
Tümsavaş, AA muhabirine, doğum tarihi farklı olan binlerce kişinin 6 Şubat’ta hayatını kaybettiğini, ölüm tarihlerinin ortak yazıldığını söyledi.
Deprem öncesi tüm çocuklarını öperek yatırdığını belirten Tümsavaş, şöyle devam etti:
“Saat 23.00’e geliyordu. Oğlumu yatağa koyacakken ölen kızım Elif bana son kez derin derin baktı, ürktüm. Elif’e ‘Bir şey mi var anneciğim, neden öyle bakıyorsun?’ dedim. ‘Hayır’ dedi. Oğlumu yerine yatırdığımda Elif geldi kucağıma. Beni son kez öperek, ‘Annem, çok güzel kokuyorsun.’ dedi. Öptüm, ‘Sen de cennet gibi kokuyorsun’ dedim. Son kez yatağına yatırdım. Kızım saat 20.00 oldu mu uyuyan bir çocuktu, 23.00’e kadar uyumadı. Son kez eşime sesli mesaj atmış, fotoğrafını çekmiş. Ben de son kez sarıldım, yatağına koydum. Ertesi güne kalkamadık zaten.”
Depremin sesiyle uyandığını anlatan Tümsavaş, çocuklarının çığlıklarıyla odalarına hareket ettiğini ancak kolonun kırılması ve tavanın üzerine çökmesiyle hareket alanının kalmadığını ifade etti.
Tümsavaş, 10 saniyede binanın yıkıldığını ve karanlıkta sadece çocuklarının sesini duyabildiğini vurguladı.
“Elif’in sesini duymadım”
Enkaz altında yaşadıklarını paylaşan Tümsavaş, şunları kaydetti:
“Elif’in sesini duymadım. Büyük kızım seslenebiliyordu bana. Ben hiç nefes alamıyordum. Tavan üzerimdeydi. Kolon da kolumun üzerinde ve Elif’in üzerindeydi. Sol kolumdaydı Elif. Oğlum Alpaslan’ın ağlama sesleri geliyordu. Nefes alamıyorduk. O süreç benim için şöyle oldu; bu bir bitiş noktası, artık kimse bizi burada görmez, mümkün değil. Büyük kızım ağladığında ‘Anne Elif’in sesi gelmiyor.’ dedi. ‘Elif melek oldu.’ dedim. Can vermeye başlıyormuş gibi hissediyordum. Ciğerlerim ağzımdan geliyordu. Kırılan kemiklerin sesi bana geliyordu. Ağrı hissetmiyordum o an, çünkü çocuklarımın ağlama sesleri ve Elif’in ölümü bana daha çok ağır gelmişti.”
Tümsavaş, 101 yakınını kaybettiğini, Ankara’da 6 aylık tedavi süreci bitince memleketine döndüğünü ifade etti.
Kaldığı konteyner kentte Adıyaman Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünün açtığı dikiş nakış kursuna usta öğreticilerin daveti üzerine katıldığını aktaran Tümsavaş, kursta kendisine moral ve destek verildiğini vurguladı.
Tümsavaş, daha önce evinde bireysel olarak nakış işi ile uğraştığını dile getirerek şöyle konuştu:
“Her şeylerini kaybeden kursiyerler, sıcak çay eşliğinde ortak dertlerini atlatmak için burada bir arada. Kursta çeyizlik ürünler yapıyoruz. Yöresel kanaviçe işlerimiz, havlularımız, seccade takımlarımız, danteller, elbiseler, dokuma çantalarımız var. Hepsi el emeği göz nuru. Daha önce evimizde yapıp kullandığımız hediyelik eşyalar var burada. Tabii onlara dair hiçbir şeyimiz kalmadı ama yeniden bu güzellikleri görebilme fırsatımız oldu.”